Steve Krug’un “Don’t Make Me Think” adli kitabi kullanilabilirlik alaninda yazilmis en iyi kitaplardan biridir. Sadece basligi bile kullanici tasarimi yaparken onemli bir yol gosterir. Tasarladiginiz urunun ne oldugu cok onemli degil ama vazgecilmez tek bir gercek vardir: Kullanicilariniz tasarladiginiz urunu kolayca kullanabilme istegi. Eger urununuz kullanilamaz ise bir sure sonra urununuz terk edilecek ya da urunun bircok harika ozellikleri bilinmeden cope gidecektir. Urun tasarimi yapan kisiler icin ne kadar aci bir sondur bu..
Kullandiginiz camasir makinelerini dusunun. Bir suru karmasik belki de faydali ayara sahip olan bu makineleri ben hicbir zaman potansiyeline yakin kullanamamisimdir cunku hangi ayarin ne yaptigini tam anlayamadigim icin. Camasir makinesi kilavizunu oturup okumak gercekci birsey olmadigi icin de hicbir zaman tam anlami ile ogrenememisimdir, hep otomatik ayarini kullanmisimdir.
Hep Steve Jobs’in bir camasir makinasi tasarlamasini hayal etmisimdir. Steve Jobs kullaniciya bircok secenek vermenin aslinda onu daha zorlayacagini biliyordu.
Kullanici deneyimi sadece urun kullanimi ile sinirli degil. Urun satis deneyimi de cok onemli. 2 sene once kendime Lenovo PC alirken yasadigim karmasa ve zaman kaybi bu gercegi bir daha hatirlamami sagladi. Bircok degisik modeli cok degisik sekilde ozellestirme beni yildirmisti. Oysa Apple MAC’lerde urun kullanim kolayligi aslinda az ve oz secenegi urunu alirken baslar.
Websitesi ve mobile uygulamalarimizi ziyaret eden kullanicilarin dusunmeden aradiklarini bulmalarini saglamaliyiz. Web Analytics’in asil amaci da bu isi ne kadar iyi basardigimizi soyler bize. Web Analytics yaparken insan psikolojisini de anlamamiz bize buyuk bir ongoru saglayacaktir. Sitemizde musterilerimiz aradiklarini bulamaz ise dikkatleri dagilacak ve bir sure sonra sitemizi terk edecektir.Bu bizim de yaptigimiz bir davranis bicimidir. Dusunmeye baslayan musteri zaten emin olmadigi o urunu almaktan vazgececektir. Sepet terketme sendromunun ana sebeblerinden biri de budur.
Tasarimda en ihmal edilen alanlardan biri de sitede kullanilacak bilgilerin tasarlanmasidir. Information Architecture olarak adlandirilan bu alan kullaniciya yeteri kadar bilgiyi duzenli bir sekilde gostermeyi amaclar. Kullaniciyi sitede veya app’de yonlendirmek icin kullandiginiz cumleler, basliklar veya urun ozelliklerini iceren metinler tasarimin en onemli parcalarindandir. Mesela urun detayinda yazilan bilgilerin musterinin bircok sorusunu karsilayacak sekilde olmasi ama musteriyi yildiracak kadar uzun da olmamasi gerekir. Hata mesajlarininin musteriyi dogru yonlendirmesi gerekir. Sitede kullanilacak dilin de ziyaretciyi dusunmeye itmemesi gerekir. Bazen kelime yerine ikonlar ve gorseller de kullanilabilir. Information Architecture bir tasarimda bilginin sade ve gerekli bir sekilde organize edilmesini saglar.
Asagidaki iki ornekte degisik metin ve tasarim ile musterinin daha kolay arama yapmasi amaclanmaktadir. Burada yapilacak A/B testler musterinin nasil daha etkin bir arama yaptigini bize gosterebilir.
Kullanici deneyimini tasarlamaya bu soruyu aklinizda tutarak baslarsaniz cok onemli bir yol katedersiniz. “Musterilerimin dusunmeden urunumu en iyi sekilde kullanmasini nasil saglarim?”
sibel akcekaya
